• 0 536 612 90 09 // 0 535 352 21 58

Ramazan Sıcak Aya Denk Gelirse Nasıl Beslenelim?

Ramazan ayı sıcak ve uzun günlere rastlarsa, uzun süre aç ve susuz kalmak eğer bazı beslenme ayrıntılarına dikkat edilmez ise özellikle de sağlık sorunları yaşayan kişiler de, kalp ve sindirim sistemi bozukluklarına sebep olabilir.

İftar ve sahuru çok iyi organize etmelisiniz. İftarda yediğiniz dengeli bir yemek, sahura kadar saat başı içeceğiniz 2-3 bardak su ve imsak vaktine en yakın zamanda yediğiniz protein ağırlıklı sahur yemeğiniz ertesi gün kan şekerinizin dengeli kalmasına ve sıvı dengenizin yerinde olması hayati organlarınızın iyi çalışmasına sebep olur.

Ramazanı kilo verme zamanı olarak görenlerde çok yanılıyorlar. Bazen sabah ve öğlen yenmesi gereken besinlerin hepsinin sahurda yenmesi gerektiği gibi yanlış bir algı oluşmaktadır. Ramazan moduna giren vücut ise gelen çoğu besini tam olarak sentezleyemez ve fazla gelen kaloriler sağlıksız bir kilo alımı olarak ortaya çıkabilir. Tam da kilo verme hayali olan kişilerin hiç istemediği bir yöne doğru giden bir durum ortaya çıkabilir.

Sahur vakti peynir, domates, yumurta, yoğurt tarzında hafif fakat tok tutabilecek bir kahvaltı, ardından da zeytinyağlı sebze yemekleri ve karbonhidrat, lif içinde meyve , tam tahıllı ekmekler, kepekli makarna, bulgur tüketmek ama porsiyonlarına dikkat ederek tüketmek akıllıca olur.

Gün içerisinde de sıcak olduğu için fazla sıvı kaybına sebep olabilecek etkinliklerden kaçınmalısınız. Kısa süreli yürüyüşleri serin zamanlarda yapmalısınız. Profesyonel bir sporcu iseniz mutlaka bir uzmandan yardım alarak süreci geçirmelisiniz.

İftarda ise yine hafif kahvaltı yada bir kase çorba ile yemeğe başlanıp, ana yemeğe 15-20 dakika sonrasın da geçilmesinde fayda vardır. Ana yemekte kızartma aşırı yağlı olmayan, ızgara, haşlama tarzı pişirilmiş et, tavuk, sebze yemekleri tercih edilebilir. Porsiyonlarına dikkat edilerek uygun oranda yenilmiş hafif bir yemek arkasından kısa bir yürüyüş yapılabilir. İftardan sahura kadar da bol sıvı tüketilmelidir.

Özellikle de kalp, diyabet, hiper tansiyon hastaları ile hamile kadınların sıcak aylarda sıvı kaybı nedeni ile sorun yaşayabilecekleri için oruç tutmamalarında fayda vardır. Özellikle doktorunuz tavsiye etmiyorsa lütfen oruç tutmayın.


Güneş Koruyucu Faktörlü Spf

Güneş Koruyucu Faktörlü SPF Kremler Hakkında

Güneş Koruyucu Faktörlü SPF kremler ile günümüzde artık herkes güneşten korunmanın gerekli olduğu konusunda hem fikir oldu. Güneşin zararlı UV ışınlarının cildin yaşlanmasına, yanmasına, kırışıklıklarına ve hatta cilt kanserine varabilen zararlarını hep duyar olduk.

Tabi ki böyle bir ortamda herkes bir şeyler söylüyor ve bunların arasında çok gerçeklik içermeyenler de var. İşte efsane tadında bir kaç iddiaya şöyle bir bakalım;

Koyu renk bir teniniz var ise güneş koruyucu faktörlü SPF krem kullanmanıza gerek yoktur. Bu söylem kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Teniniz, koyu, açık, sarı, kumral yani hangi renk tonunda olursa olsun, zararlı etkilere maruz kalacağı için, hepsinin aynı ölçüde korunmaya ihtiyacı vardır.

Makyaj malzemeniz koruyucu etkili ise ekstra bir koruyucuya ihtiyaç olmaz. Fondöten, bronzlaştırıcı ve renklendiricilerin çoğunda SPF koruyucu içerik mevcut, fakat bu malzemeleri sık ve küçük dokunuşlar halinde uyguladığımız için bize yeteri kadar koruma sağlamayacaktır. Güneş koruma faktörü içeren günlük bir nemlendirici krem size gereken nem ve korumayı sağlayacaktır.

Suya dayanıklı bir koruyucu krem kullanıyorsanız. Tekrar, tekrar sürmenize gerek yok. Bu tarz ürünlerde suya dayanıklı ibaresi olsa da çoğu zaman yüzerken yada terlerken ne kadar dayanacağı yazmaz. Terliyorsanız, yüzüyorsanız su ile temasınız varsa mutlaka 2 saatte veya daha sık kreminizi tekrar sürmelisiniz.

Güneş koruma faktörlü kremler vücudun belli yerlerine kullanılır. Başka yerlerine ihtiyaç yoktur. Bu da efsanelerden bir tanesidir. Güneş koruyucu kremler sadece belirli yerlere değil, vücudun güneşi gören her yerine koruma amaçlı sürülmelidir. Örneğin; kollar, yüzümüz, bacaklar, sırtımız, göğüs bölgemiz, ellerimiz gibi.

Çocuklar için üretilen güneş koruyucu faktörlü SPF kremleri, büyükler için üretilenlerden daha fazla korur. Böyle bir söylem de doğru değildir. Her iki ürün de aynı etken maddeleri içerir. Güneş korumasında fark olmamasına rağmen, ayrımın çocuklar için üretilen kremlerde parfümsüz, hassas ciltler için dizayn edilmiş, göz yakmayan, paraben içermeyen formüllerin tercih ediliyor olmasıdır.

Geçen yıldan bitmemiş kalan kremler bu yılda kullanılabilir. Böyle kalmış bir kreminiz var ise hemen atın. Öncelikle güneş korumasını sezon olarak görmemeli, her zaman kullanmalısınız. Bu tarz kremler zaman içinde etkilerini yitirebilir, son kullanma tarihlerini iyi takip etmelisiniz. Sizi iyice koruduğuna emin olduğunuz güneş korumalı kremleri kullanmaya özen gösterin.


diyet

Diyet Karın Yağlarından Kurtulmak İçin Yeterli midir!

Diyet, spor yapıyorsanız ve hala karın bölgenizde ki yağlardan şikayetçi oluyorsanız, diyet tam olarak sizin işinizi görmüyor demektir. Artık aktif bir yaşam tarzına geçmeniz gerekiyor demektir.

Doğru beslenerek ve spor ile vücudunuzda ki fazlalık yağlardan kurtulma şansınız var. Sadece bölgesel yağlardan kurtulayım gibi bir mantık yok. İşte size hem karın bölgesinde ki yağlardan hem de bunun stresinden kurtulmanıza yardımcı olabilecek bir kaç tavsiye;

Aktif olmak, bölgesel bir yağ yakımını sağlamaya yetmeyeceği gibi her güne koyacağınız fiziksel aktiviteler kısa zaman da vücudunuzun toparlanmasına yardımcı olacaktır. Aynı zamanda da spor yaparken yemek yeme şansınız yok. Spor yaparken kendinizi iyi hissederek stresten de uzak kalabilirsiniz.

Derin bir nefes, burnunuzdan alacağınız derin bir nefes ağzınızdan verdiğinizde ve bunu 5-10 kere tekrarladığınızda zihninizi rahatlatır ve canlandırır. Bunu yapmak yemek yeme isteğinizi ve abur cubur isteğinizi engelleyeceği gibi günün stresini atmanıza yardımcı olacaktır. İyi hissedeceksiniz.

Omuzlar arkaya karnınız içeri, şeklinde boş kaldığınız her anda esneme ve rahatlama hareketleri yapmamız gerekiyor. 30 saniye karnınızı içeri çekmek karın kaslarınıza iyi gelecektir. Fırsat buldukça ayağa kalkıp omuzlarınızı arkaya vererek yürüyebilirsiniz. Duruşunuz düzelirse kendinizi iyi hissedersiniz.

Çok hızlı bir çözüm olmamasına rağmen, hangi bölgenizden şikayetçi olursanız olun doğru beslenme ve düzenli spor, sabır ile görünüşünüzü, aynı zamanda stres yönetiminizi düzeltebilirsiniz.


cilt bakımı

Cilt Bakımı ve Makyaj İçin Sırlarımız Var

Cilt Bakımı ve makyaj ile ilgili bazı zamanlar zaten bildiğimiz, bazı zamanda çok sıkıştığımız da keşfettiğimiz, bize zaman kazandıran ve problemleri çözen sırlara güzellik sırları diyoruz. İşte bunlardan bir kaçı;

Şahane Dudaklar İçin; eski ama etkili bir yöntemden bahsedeceğim. Dudaklarımızın üzerinde koruyucu bir tabaka olmadığı için kurumaya ve çatlamaya oldukça müsaittir. Islak bir diş fırçası ile dudaklarınıza dairesel hareketlerle masaj yaparak dudaklarınızı ölü derilerden kurtarıp, sonrasında nemlendirici bir dudak kremi sürmeniz size çok destek olacaktır. Cilt bakımı aslında bir nevi bu demektir.

Pudra, far, allık tarzı malzemenizi düşürüp çatlattıysanız; bu sizi muhtemelen çok üzmüştür. Ama bu dünyanın sonu değil. Çatlayıp belki de parçalara ayrılan malzemenize bir parça alkol katarak macun kıvamına gelene kadar karıştırın ve güzelce düzeltin. Sabaha kadar kurumasına izin verin. Artık yepyeni bir malzemeniz var, rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Gölgeleme yada aydınlatma yapmak istiyorsanız Sihirli 3’ü deneyin; elmacık kemiklerini ve yüzün temel hatlarını ortaya çıkarmak için, fondöteni sürdükten sonra makyaj fırçanıza bronzlaştırıcıyı iyice yedirin. Alnınızın sağ veya sol yanından şakaklarınızdan başlayarak yüzünüzde ters 3 şekli çizmeye çalışın. 3 şeklinin orta bölümü, elmacık kemiklerinizin altına gelmeli. Alt kısmı ise çene kemiğine kadar uzanarak dudağınızın bittiği kısmın altına denk gelmeli. Yüzünüzün diğer kısmına da yaptıktan sonra, elmacık kemiklerinize aydınlatıcı bir malzeme sürdüğünüzde işlem tamamlanmış olur.

Cildiniz eskisi gibi parlamıyorsa; daha mat ve cansız görünüyorsa, sıvı fondöteninize günlük nemlendiricinizi ekleyin ve her zaman ki kullanmaya devam edin. İlave ettiğiniz nemlendirici cildinizi ışıl ışıl yapacaktır.

Yeni yeni güzellik sırlarına ulaşmanız dileklerimizle.


gıda

Gıda İçeriklerinden Yeterince Faydalanabiliyor musunuz?

Gıda içeriklerinden yeterince faydalanıyor muyuz acaba, Hepimiz bir şekilde besleniyoruz, ama yediklerimizin besin değerlerinin nasıl daha fazla arttırabileceğimizi biliyor muyuz?

En başta besin içerikleri yüksek ve kaliteli gıdaları seçmek besin öğelerini düzgün almanın yoludur. Bazen bu bile yeterli olmayabilir. Gıdaların seçilmesi, saklanması, hazırlanması ve birbiri ile kombinasyonları vücuda hazır hale gelmesinde yani biyoyararlanımında fark yaratabilir.

Örneğin; makro besinler daha kolay vücuda hazır gelirken, mikro besinlerin vücuda hazır hale gelmesi için bazı etkenler gerekebilir.

Gıdanızı nasıl seçtiğiniz, hazırladığınız, yediğiniz ve bazen ne ile birlikte yediğiniz bile gıdalardan alınan faydayı farklı kılabilir.

Gıdaları nasıl seçtiğiniz ve sakladığınız onların besin değerlerini etkileyebilir. Öncelikle dondurulmuş gıda yerine taze sebze ve meyve tercih etmelisiniz. Gıdaları nasıl sakladığınız da çok önemlidir. Örneğin; domates de ki likopen değeri oda sıcaklığında daha yükselirken, C vitamini içeren narenciye ve sebze, meyveler buzdolabında saklanırsa daha iyi olur.

Gıdaları hazırlanırken dikkat etmemiz gereken şeyler var. Bazı besin öğeleri bitki hücrelerine sıkıca bağlanır ve bunları açığa çıkarmak için bazen yiyecekleri küçük parçalara ayırmak gerekir, bazen yoğurt, turşu gibi fermente bir hale getirmek, bazen ekşi maya ile mayalamak, bazen fasulyeyi filizlenmiş olarak yemek gerekebilir.

Yiyeceklerimizin kombini de bazen biyoyararlanımı arttırmaya destek olabilir. Örneğin; Kalsiyum içeren gıda ile D vitamini içeren gıdaları birlikte tüketmek yada Demir içerikli gıdalar ile C vitamini içerikli gıdaları bir arada tüketmek gibi.

Bu inceliklere hassasiyet gösterdiğimiz de gıdaların içeriklerinden en üst seviyede faydalanabileceğimizin farkında olmalıyız.


perhiz

Perhiz Sırasında Yapılan Doğru Bildiğimiz Yanlışlar Nelerdir?

Perhiz yaparak, Kilo vermek için bir karar verdiyseniz ve bir uzmandan yardım almıyorsanız, farklı kaynaklardan bir çok tavsiye okuyacaksınız demektir. Araştırmak ve tavsiye almak güzel bir şey, fakat bu tavsiyeleri aldığınız kaynakların güvenilir olmasına dikkat etmelisiniz. Aynı tavsiyelere ulaşabileceğiniz bir çok kaynak olabilir. Tavsiyenin çok tekrarlanması, doğru olduğu anlamına gelmez.

Şimdi birkaç doğru bilinen yanlış tavsiyeden bahsedelim;

Genelde akşam 19.00 dan sonra yemek yememenin kilo verdireceği konusunda çok doğru olmayan bir inanış vardır. Bu saatten sonra yemek yememek sadece gece yüzlerce fazla kaloriyi almaktan kurtulmak demektir. Saat 19.00 a kadar istediğiniz kadar fazla kalori alsanız da farketmez diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Atıştırmalar, tehlikelidir diyenler çoğunluktadır. Aslında gün içinde yapılan atıştırmalar açlık, öğün ve porsiyon kontrolü için çok önemlidir. Atıştırmalıklarınız yağlı cipsler, kekler, paketli bisküviler ise yanlış yoldasınız, yoğurt, kefir, tam buğdaylı krakerler, meyve, çiğ sebzeler den oluşan atıştırmalarınız var ise doğru yoldasınız demektir.

Kalori kaloridir, günlük alman gereken kaloriyi hangi yiyeceklerden aldığın çok önemli değil tavsiyesi doğru değildir. Perhiz de kaliteli bir beslenme hayati önem taşır. Günlük aldığınız kalori düşsün diye kalorisi düşük abur cubur ile günü atlatırsanız bu sonradan vücudunuz için sorunlar çıkarabilir. İçerik olarak beslenme ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek gıdalardan kalorinizi tamamlamalısınız.

Yağ bizi şişmanlatır. Yağ başka gıdalara göre biraz daha fazla kalori içerir ama kalorinin kaynağı ne olursa olsun fazla alınan kalori bizi şişmanlatır. Bazı kişiler yağsız ibareli gıdalara yöneliyor, fakat bu gıdalarda da şeker oranı fazla oluyor. Dikkat etmelisiniz, fazla yağ da fazla şeker de kilo aldırır.

Karbonhidrat alımınızı kısıtlayın. Fazla kısıtlama içeren bir beslenme düzeni kısa bir zaman da kilo vermenize olanak sağlayabilir, fakat sürdürülebilir bir düzen oluşmaz ise uzun zaman da size çok fayda sağlamayacaktır. Karbonhidrat vücudun yakıt ihtiyacını karşılamaktadır.

Önemli olan vücudun besin ihtiyaçlarını karşılarken, programlı, ölçülü, kaliteli, dengeli bir beslenme düzeni ve aktif bir yaşam tarzı benimsemelidir. Bu kriterlerin dışında ekstradan alınacak fazla kalorilerden kaçınılmalıdır.


Yaşam Tarzınıza Sağlıklı Alışkanlıklar Katmanın Yolları

Kendiniz için sağlıklı alışkanlıklar kazanmak, sağlıklı bir yaşam tarzına ulaşabilmek için en güzel yoldur. Bir çok market ve hazır yiyecek firması bizim duyularımıza ulaşabilecek ve ilgimizi çekecek duyurular, reklamlar, paylaşımlar ile satışlarını arttırabilmektedir. Bu firmalar duyularımıza ulaşıp bunu yapabiliyorsa, biz de bu farkındalığı kendi duyularımıza ulaşıp sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinebiliriz. Nasıl mı?

Açık alanlara çıkın;

Görsel olarak nelerden hoşlandığınızı keşfedin. Açık alana çıkın ve egzersiz yapın aktif olun. Bu anlamda 30 dakikalık bir yürüyüş bile kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Dışarıda keşfettiğiniz güzellikler ile kendinize bir rutin oluşturun. Kapalı bir ortamda iseniz ve dışarı çıkamıyorsanız egzersizlerinizi bir pencere önünde yapmaya gayret edin.

Evinizde olacaksanız yere bir mat koyun ve onun çevresinde kendinize bir alan oluşturun. Böylece alışkanlık kazanmanız daha kolay olacaktır.

Hazırladığınız yiyeceklere özen gösterin;

Yemek hazırlıkları yaparken zaman ayırın, güzel görünen ilgi çekici ve sevdiğiniz renkleri içeren yiyecekler daha çok ilginizi çekecek ve sizi mutlu edecektir. Özellikle de sağlıklı yiyeceklere alışkanlık kazanmanıza yardım edecektir.

Müzik çoğu zaman kendinizi iyi hissetmenize yarar;

Yapacağınız egzersizin ritmine uyacak bir müzik seçmeniz, yoğun egzersize hızlı bir müzik, hafif bir egzersize orta ritmde bir müzik, meditasyon tarzı bir etkinlikte ise slow müzik, egzersizi daha keyifli yapmanıza sebep olur. Bu da alışkanlık kazanmanıza yardımcı olur.

Günlük sıvı tüketimini arttırmaya çalışın,

Egzersiz yaparken yada yürürken, yanınıza alacağınız fazla kalori içermeyen sevdiğiniz bir içecek etkinliği keyifli yapılan alışkanlığa çevirmeye destek olacaktır.

Kendinizi iyi hissettirebilecek kokulardan faydalanın;

Ruh halinize iyi gelecek kokuları keşfedin ve aktiviteleriniz de bundan faydalanın. Örneğin lavanta kokusu sakinleştirir, limon kokusu canlandırır, nane yağı yorgunluk anında faydalıdır.

Duyularınız ile eşleştirdiğiniz sağlıklı yaşam alışkanlıklarınız, bu konuda ki planlarınıza sadık kalmanıza ve keyifle uygulamanıza sebep olacaktır.


herbalife nutrition ürünleri

Herbalife Nutrition Ürünleri İçerik Resimleri

Pro-Core bağışıklık sisteminizin en önemli desteği!
Herbalife Nutrition Pro-Core, EpiCor ile formüle edilmiş, C ve D vitamini, Selenyum ve Çinko yönünden zengin, orman meyveleri tadında vejeteryanlar için uygun, lezzetli bir bağışıklık sistemi desteğidir.
Herbalife Nutrition Mix&Drink denedinizmi?
Herbalife Nutrition dan 4 farklı ürün bir arada;
Pro-Boost, Multi-Fiber Aromalı İçecek Tozu, Herbal Aloe Konsantre İçecek ve Bitkisel Konsantre Çay’ın eşsiz uyumunu denediniz mi?
Herbalife Nutrition, Öğün Yerine Geçen Karışım ve Protein Desteği Ürünlerde Dünyada 1 Numaralı Marka
organik, vegan, bitkisel protein
Herbalife Nutrition Tri- Blend Select
Keten Tohumu, Kinoa ve Bezelye Proteininden elde edilen, organik, vegan, lif bakımından zengin, şeker miktarı düşük, C vitamini ile 7 tanede Mineral sağlayan bitkisel bir protein kaynağıdır.
Neden kadınlara özel vitamin mineral tabletlere ihtiyaç vardır?
Herbalife Nutrition Ürünleri Formül 2, kadınların ihtiyaçlarına özel vitamin ve mineral kompleksi 24 temel besin öğesi içerir.
Neden Herbalife Öğün yerine geçen shake kullanmalıyız?
Herbalife Nutrition bir öğün yemeği en lezzetli hali ile bir bardağa sığdırdı.
Formül 1 Ahududu ve Beyaz Çikolata Aromalı Öğün Yerine Geçen Besleyici Shake Karışım.

bağışıklık sistemi

Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlendirilir?

Bağışıklık Sistemi Nedir?

Bağışıklık Sistemi, canlının vücudunda ki savunma kalkanıdır diyebiliriz. Bağışıklık sistemi vücuda giren her türlü yabancı ve zararlı bakteri, virüs ve mikropları tanımlar ayrıştırır ve zararlı gördüklerini yok eder. Aslında sistem şöyle çalışıyor; savunma hücreleri (Akyuvarlar) vücuda giren mikroplara ürettiği savunma silahı olan Antikor ile saldırıyor ve vücudu savunmaya başlıyor. Bağışıklık sistemi güçlü ise bu savunma işe yarıyor ve vücut hastalığa yenik düşmüyor. Bağışıklık sistemi zayıf ise malesef hastalık kazanıyor.

Bağışıklık Sisteminizin Zayıflama Belirtileri Nelerdir?

  • Yorgunluk; Sarf ettiğiniz efordan daha fazla ve çabuk yoruluyorsanız, sabahları bitkin kalkıyorsanız ve bu durum dinlenmenize rağmen geçmiyorsa bağışıklık sisteminiz zayıflamış olabilir.
  • Uçuk; Dudakların ve ağız çevresinde oluşan içi sıvı dolu yaralar yılda 4 kereden fazla tekrar ediyorsa zayıf bir sistemin uyarıcısı olabilir.
  • Tekrarlayan Enfeksiyonlar; Akyuvarlar yeterli antikor üretemediklerinde enfeksiyonlar ile savaş yeterince olamıyor. Enfeksiyonların sık tekrarlaması zayıf bir immün sistemin habercisi olabilir.
  • Cildinizde Nedeni Belli Olmayan Yaralar Çıkıyorsa; Yaralar çok geç kapanıyorsa, mantar tarzı enfeksiyonlar çıkıyorsa, saçlı deriler pullanarak dökülüyorsa bir bağışıklık sistemi taramasından geçmeniz faydalı olabilir.
  • Aft ve Pamukçuk; denilen ağız içi ve dil üzerinde çıkan ağrılı beyaz lezyonlar şeklinde kendini gösteren aft ve pamukçuklar yıl içerisinde 4 kereden fazla tekrarlıyorsa bu da bağışıklık sisteminizin zayıfladığının bir göstergesi olabilir.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirmenin Yolları Nelerdir?

Doğru ve Dengeli Beslenmek;

Beslenme öğünlerimizde protein, karbonhidrat, vitamin, mineral, lif ve sağlıklı yağları dengeli almak, alkol ve sigaradan uzak durmak, şekerin ve tuzun kararında kullanımı ve antioksidan besinlerin yeterince alınması gerçekten bağışıklık sistemi için çok önemlidir.

Vitaminler ve Mineraller;

A, E, C, B vitaminleri hayatımızda daha fazla yer almak zorundalar. Fakat böyle olmasına rağmen artık besinlerin vitamin mineral içerikleri eskisi kadar kaliteli değil, bu yüzden takviye edilmesi gerekiyor. Örnek, A ve B12 vitamini için balık,et, süt, yumurta, C vitamini içinde Turunçgiller, kiraz ve kavun gibi meyvelerden faydalanabiliriz.

Su ve sıvı alımı;

Vücutta oluşan ve hayati önem taşıyan reaksiyonların çoğu için su çok gereklidir. Gün içerisinde 2 – 2,5 litre su tükettiğimizden emin olalım.

Kaliteli Uyku;

Gece saatlerinde uyunması gereken saatte kaliteli ve derin bir uyku uyunmazsa sabah yorgun kalkılır, veriminiz düşer, moral ve motivasyonunuz bozulur, konsantrasyon azalır ve bağışıklık sisteminiz zayıflar. Ortalama 7 saat civarında kaliteli bir uyku uyumaya çaba sarfedin.

Aktif Bir Yaşama Geçelim;

Aktif bir yaşam bağışıklık sistemi için çok değerlidir. Bol oksijenli açık havada haftanın 3 günü yarımşar saatlik yürüyüşler bile kendimizi iyi hissettirecektir.

Stres ve Bunalımdan Uzak Durmak;

Stres ve bunalım ruh halimize zarar verdiği kadar bağışıklık sistemimize de zarar verir. Çünkü vücut stres ile baş edebilmek için bazı maddeler ve hormonlar üretir, bu maddeler de vücutta fazlalaşınca doğal dengeye zarar verir. Böyle zamanlar da daha çok hasta oluruz.

Kişisel Hijyene Verilecek Önem;

Mikroplar ve virüsler her an vücudumuza girebilmek için fırsat kollarlar ve en çok da ellerimizi bunun için kullanırlar. Bu yüzden, sık sık ellerimizi yıkamak ve yeteri sıklıkta banyo yapmamız çok önemlidir.

Bağışıklık sistemimizin daha güçlenmesine destek olabilecek yukarıda yazılan maddelerin gerçekleşmesine faydalı olması için Herbalife Nutrition Ürünlerini hayatınıza sokabilirsiniz.


Diyet Yaparken Yapılan Önemli Hatalar

Diyet yapanlardan duyacağınız, diyet yapıyorum ama hiç kilo veremiyorum yakınmaları onların bir çok hata yaptığının bariz bir göstergesidir.

Öğün atlamak, daha fazla kilo vermenizi sağlamaz;

Günlük diyet programları genel de 5-6 öğün olarak planlanır. Bu programda eksiltilecek bir öğün, hem kan şekeri dengesini bozacak, metabolizmanın yavaşlamasına sebep olacak ve de bir sonraki öğüne çok aç gidileceği için porsiyonların dengelenmesi de zor olacaktır. Bu sebepten dolayı kilo verimi durabilir.

Öğünler de gerekli besinlerin yeterince tüketilmemesi;

Öğünlerimiz de yediğimiz besinlerde protein, karbonhidrat, lif, vitaminler, mineraller ve sağlıklı yağlar olmalıdır. Bunlardan biri veya birkaçı eksik alındığında, enerji seviyemizde, kas kütlemiz de ve kilo verimimiz de düşmeler meydana gelebilir.

Günlük olarak yeterince su içmemek;

Su kalorisi olmayan en güzel içecektir. Fazla alınan kahve ve çay vücuttan ekstra su atımına sebep olur. Vücudun bir çok işlevinde görev alan su az alındığında metabolizma yavaşlar, hatta bazen susamak ile acıkmak vücut tarafından karıştırılabilir ve fazladan yemek yenmiş olur. Kaybettiğimiz suyu mutlaka yerine koymalıyız.

Düşük kalori ibareli ve light ürünlerin tüketilmesi;

Düşük kalorili ve light ibareli olması ürünün hiç kalorisi olmadığı anlamına gelmiyor. Enerjisi ürüne göre yaklaşık %30 civarı az olabilir. Bu yüzden tüketirken çok dikkatli olmalısınız.

Değiştirilen porsiyon ölçüleri;

Porsiyon ölçüleri ve önerilen ölçüler ile ilgili bazen kendimizi kandırabiliyoruz. Yemekte olan bütün çeşitleri bir tabağa doldurarak ama 1 tabak yedim ki demek gibi bir şeyden bahsediyoruz. Böyle durumlar yaşanmaya başlanırsa kilo verimi duracaktır.

İkramlar konusunda hayır diyememek;

İkramlara evet demeye başlarsanız, gün sonunda küçük küçük kabul ettiğiniz ikramlar akşama kadar size çok yüksek kalori toplamı olarak geri dönecektir. Kilo vermek istiyorsanız buna dikkat etmelisiniz.

Normal yaşamınıza uyabilecek öğün saatleri koymak;

Sabah kalış saat, öğle yemeği zamanı ve akşam yatma saatinize göre öğünlerinizi ayarlamalısınız. Öğün aralarındaki saatler performanslı bir kilo veriminde bu önemli bir yer tutuyor.


Ürün kategorileri